SİÜ Fen Edebiyat Fakültesi Biyoloji Bölümü akademisyen ve yüksek lisans öğrencilerinin özverili çalışmaları sonucu toplanan bitkiler, 10 yıl önce kurulan Botan Herbaryumu’nda belli bir sistemle düzenlenip kurutularak kayıt altına alınıyor.
Fen Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Saba Samatya Ölmez, fakülte bünyesinde kurulan herbaryumun (kurutulmuş bitki örneklerinin saklandığı yer) 2015’te uluslararası alanda indeks aldığını söyledi. Herbaryumda çoğunluğu bölgedekiler olmak üzere yaklaşık 3 bin bitki türü bulunduğunu belirten Ölmez, şöyle konuştu:
“Özellikle çevremizde gördüğümüz, sayısı azalacağı türden olan bitkilerin koparılmaması ve kayıt altına alınmaları gerekiyor çünkü bunlar farklı alanlarda çalışmalarda kullanılabilir. Dolayısıyla bunlar bizim geleceğimiz açısından önem arz etmektedir. Şu an tespit edilen farklı bitki türlerimiz araştırmacılar tarafından inceleniyor. Önemli bitki türlerimizden biri olan salep bitkisi bilinçsizce tüketilip kullanıldığında bunların türlerinin tükenmesinin ve bunu kaybetme tehlikesiyle karşı karşıya kalıyoruz. Bu tür bitkilerimize sahip çıkmak ve bunlara nazik davranmak durumundayız.”
Avrupa’nın tamamından fazla endemik bitki türüne sahibiz
Türkiye’nin coğrafi konumuyla 3 farklı coğrafi bölgenin kesişim noktasında bulunduğunu ve birçok canlının yaşam alanı olduğunu belirten Fidan, “Özellikle bitki açısından baktığımız zaman Türkiye tek başına Avrupa kıtasının tamamından daha fazla bitkiye sahip olduğunu görüyoruz. Aynı şekilde Avrupa’nın tamamından fazla endemik bitki türüne de sahibiz. Durumu böyle indirgediğimiz zaman ülkenin genelinde de her alanda da bunu gözlemlemek mümkün.” dedi.
Biyolojik çeşitlilik toplumsal bilinçle korunur
Fidan, kentteki bitki varlığıyla ilgili çeşitli araştırmalar yapıldığını anlattı ve şunları kaydetti:
“Kentte 826 farklı bitki türünün varlığı tespit edildi. Bunlardan Siirt kılıçotu, Şirvan sümbülü, Dicle sümbülü, Siirt adaçayı, Botan kayaçayı, Pervari soğanı ve kereng (bir tür otsu bitki) dünyada sadece ilimizde yayılış gösteren endemik bitkilerdir. Bu bitkilerin birçok farklı kullanım alanları mevcuttur. Bu da doğal olarak hem Siirt’i hem de ülkemizi bu türlerin varlığı, onu önemli bir duruma getiriyor. Bunların korunması gerekiyor. Bunlarla ilgili çalışmalar yapılması lazım. Endemik bitkilerin varlığının korunması gerekiyor. Biz hiçbir bitkiyi alıp da fanusun içerisine koyup da onu koruyamayız. Toplumsal bir bilinçle biyolojik çeşitliliğin korunması gerekiyor.”